Sol Muhalefet tarihi (VI): Planlı ekonomi, sanayileşme ve tarımın kolektifleştirilmesi
Aşağıda yayımladığımız eser, o sıralar Uluslararası Sol Muhalefet’in ABD örgütü içinde faaliyet yürütmekte olan Max Shachtman tarafından kalem alınmış olup, The Militant (Militan) gazetesinin 1932’nin Nisan ve Ağustos ayları arasındaki sayıları boyunca, parça parça yayımlanmıştır. Shachtman bu makale dizisinde, 1923’te kendisini ilan eden SSCB Sol Muhalefeti’nin 10 yıllık politik tarihininin genel hatlarını özetlemeye çalışmıştı.
Shachtman’ın eserinin birinci kısmı için buraya, ikinci kısmı için de buraya, üçüncü kısmı için buraya, dördüncü kısmı için buraya ve beşinci kısmı için de buraya tıklayabilirsiniz.
Kaynak: Max Shachtman, Sovyetler Birliği’nde Sol Muhalefet’in İlk On Yılı, Çeviri: Mustafa Sayman, Maya Yayınevi, İstanbul 1975.
***
Planlı ekonomi: Sanayileşme ve tarımın kolektifleştirilmesi
Muhalefet bir yandan Stalinizmin uluslararası düzeydeki yıkıcılığına karşı savaşırken bir yandan da bürokrasinin ülke içindeki politikasına karşı keskin bir mücadele yürütüyordu. Kafası sistematik olarak yalanla doldurulan ve son on yılın hiç olmamış tarihi öğretilen komünist işçi, Muhalefet’in eleştirilerini, sık sık Beş Yıllık Plan’ın tartışma götürmez başarılarından genel örnekler vererek cevaplandırıyordu. Ama bu tartışmaların onda dokuzunda da, Muhalefet’in parti liderliğine bir Beş Yıllık Plan kabul ettirmek için yıllarca (1923 -28) mücadele vermiş olduğundan habersizdi.
Sovyet ekonomisindeki planın başlangıcı Haziran 1920’ye kadar dayandırılabilir. O dönemde tüm demiryolu şebekesi tahrip olmuştu. Parti ulaşım sisteminin onarılması işininin başına Troçki’yi getirmiş ve Haziran 1920’de, kargaşa ve yıkıntının hakim olduğu bir alana nihayet düzen ve süreklilik getirmek için alınan bir dizi sistematik tedbirin ilki olarak ünlü “1042 No.lu Emir” yayımlanmıştı. Lenin bu işlemden, sanayinin diğer kollarında da uygulanması gereken bir örnek olarak söz etmişti. Troçki’nin Sovyetler’in Sekizinci Kongresi’ne sunduğu ve deneyler üzerinde temellendirilmiş rapor ve Emşanov’la birlikte hazırladıkları tezler, “‘yıllar sonrası için tahminler yapmanın faydası nedir’ diyen dar görüşlülere” karşı Lenin taralından hararetle savunulmuştu.
Uzun dönemli planlı ekonomi sorunu, 1923’te yoldaş Troçki tarafından daha kesin çizgileri ile ortaya atıldı. Bu sefer, parti kurullarından çekilmek zorunda kalmış Lenin’in yardımı da olmaksızın Troçki ülkenin sanayileştirilmesinin ve geri, dağınık, özel mülkiyetin egemen olduğu tarımın kolektifleştirilmesinin başarılı bir şekilde yürütülebilmesi için ekonomik bir planın yapılması tartışmasını sundu. Bu arada Muhalefet’in eleştiricileri, iki iddiaları arasındaki (kendileri tarafından yaratılan) çelişkiyi geveleyip durmaktaydılar: Birincisi, Troçki’nin Rusya’da sosyalizmin kurulmasına karşı çıktığı, ikincisi ise ülkenin ve özellikle tarımın sanayileştirilmesi önerilerinde çok aşırı olduğu şeklindeydi.
1923’ten itibaren Muhalefet sosyalizmin tek maddi temelinin tarımı da örgütlendirecek çapta ağır makine sanayii olduğunu sürekli olarak, bıkmadan gösterdi. Rusya’nın geriliği, uluslararası devrimdeki gecikme de göz önüne alındığında, böyle bir sanayiin hızla geliştirilmesini zorunlu kılmaktaydı. Buna ek olarak, sol kanat köylülüğün bir farklılaşma sürecine girdiğini ve bu süreçte zengin köylülerin (kulakların) gittikçe güçlendiğini söylüyordu. Kulakların bu gelişimine, ancak yoksul köylülerin örgütlenmesi ve kollektif tarımın sistemli olarak yerleştirilmesi ile karşı konulabilirdi. Muhalefet, tarıma hakim olacak ve onu örgütlendirecek, köylülüğün ihtiyaçlarını ucuzca karşılayacak ve kır nüfusu içindeki küçük burjuva kesimleri ortadan kaldıracak ekonomik bir temelin oluşturulması için sınai gelişmeyi istiyordu.
Bürokrasinin cevabı ne oldu? Yıllar sonrasına ait planlamalarla bu “fantezi fikirlere” kendilerini kaptırmayan bu “pratik insanlar”, Troçki’ye karşı şiddetli bir saldırıya giriştiler. Rykov derhal Komintern’in Beşinci Kongresi’ne, Troçki’nin önerilerinin Leninizmden küçük burjuva bir sapma olduğuna, Rus parti liderlerinin sanayi ve tarım alanında ellerinden gelen ve mümkün olan her şeyi yaptıklarına dair bir rapor sundu. Stalin, köylülerin istediklerinin plan değil buğdayları için rahmetli bir yağmur olduğunu söyleyerek Muhalefet’in tezlerine alaycı bir cevap vermeye çalıştı! Alaya alınan gittikçe artan kulak tehlikesiydi.
Ama kulaklar gittikçe güçleniyor ve kırsal kesimde hakim bir rol almaya başlıyordu. Üstelik, kendi ideolojisi ile birlikte partiye sızıyordu. Muhalefetin ilk iki yıllık mücadelesi, en sonunda devrimci Leningrad proletaryasının 1925’te isyan etmesiyle meyvesini verdi. Öyle ki, proletaryanın bu isyanı, eski liderlerini – Troçkizme karşı mücadelenin vaftiz babalarından Zinovyev gibi insanları – 1923 Muhalefeti’ne katılmak zorunda bıraktı.
Ancak, Kulaklar ve onların kentlerdeki karşılığı Nepmanlar hakkında Leningrad proletaryasının yaptığı uyarı, fosilleşmiş bürokrasi tarafından paylaşılmadı. Ülkenin sistemli olarak sanayileştirilmesi önerisine uymak dururken, Stalin ve Buharin yönetimi, daha sonraları büyümesinden ürktükleri vakit bir kararname ile “feshetme” hayaline kapıldıkları bu aynı kulakların doğrultusunda bir çizgi izledi.
Zaten hali vakti yerinde olan köylülere Buharin şu öğüdü veriyordu: “Zenginleşin!” Kalinin ise, birikimde bulunamadıkları için yoksul köylüleri işe yaramaz tembeller diye suçlayan ve “iktisadi bakımdan güçlü köylünün” yani Kulak’ın çalışkanlığını ve sanayiini öven konuşmalar yapıyordu. Pravda, 1925 Nisan’ında, “hali vakti yerinde köylülüğün, Kulakların iktisadi olanaklarının sınırlanmaması” gerektiğini yazıyordu. Gürcü Sovyetleri Tarım Komiseri, partinin yönetici kesimlerinde esen havayla uyumlu olarak, toprağın gayrı-millileştirilmesi projesini ileri sürüyordu. 1926’da Stalinizmin Kulak politikası öyle bir yere vardı ki, Sovyetlerin Merkez Yürütme Komitesi bir süre için sömürücü köylülere oy hakkı tanıdı. Bütün bu süre boyunca, bugün “Troçki’ye karsı” Beş Yıllık Plan’ın gecikmiş savunuculuğunu yapan kişiler, sadece sanayileşme ve kolektifleştirme düşüncesini akıllarının ucuna getirmemekle ve üstelik bu önerilere saldırmakla kalmıyorlar, ama aynı zamanda tam tersi olan bir politika uyguluyorlardı.
1925’te, yani 1927 Birleşik Muhalefeti Platformu’ndan önce Troçki bir kez daha proletarya diktatörlüğünün elinde topladığı iktisadi ve politik gücün, tecrit edilmiş bir işçi devletinde bile, sosyalizmin ilerlemesi için yarattığı büyük olanakları ayrıntılı olarak inceleyen bir yazı yazdı. “Rusya Nereye Gidiyor” makalesinde, sosyalist birikim temeline dayalı bağımsız bir yeniden üretimde bile, Sovyet cumhuriyetinin kapitalizmde görülmemiş ve görülemeyecek bir sanayileşme hızına ulaşabileceğini belirtti. Yılda yüzde 20 büyüme tahmini (altı yıl sonra bu rakamın alçakgönüllü ve kolayca elde edilebilen bir hız olduğu belli olmuştu), parti kongrelerinden birinde Stalin’in bu tahminden alaycı bir biçimde söz etmesi üzerine toplantıya katılanlar arasında eğlence konusu oldu. Buharin’in, Rusya’da sosyalizmin “kaplumbağa hızıyla” kurulabileceği perspektifini ileri sürmesiyle resmi tavır ifade edilmiş oldu.
Muhalefetin 1927 programı, partiye sunduğu en açık seçik önerilerden biriydi ve tabii bu da azgın saldırılara hedef oldu. Programı yayımlamayı reddeden bürokrasi tarafından baskı altında tutuldu. Elle ya da daktiloyla çoğaltılıp dağıtılması ise, hapis ve sürgünle cezalandırılan bir suç oldu. Bugün bile Sibirya’da, iki yıl sonra Stalin’in büyük ölçüde uygulamak zorunda kalacağı önerilerin propagandasını yapmaktan suçlu olan Bolşevikler bulunmaktadır. Muhalefet programda, Rykov ve Krjijanovsky tarafından hazırlanan ve parti liderleri tarafından uygulamaya konulan birinci Beş Yıllık Plan’ın kesin bir eleştirisini istiyordu. Bu ürkek, değersiz plan, ilk yıl için yüzde 9 olan ve programın sonunda da yüzde 4’e kadar düşecek bir büyüme hızı öneriyordu.
Muhalefetin istediği ve sonraları da çok daha gerçekçi ve uygulanabilir olduğu görülen daha cesaretli öneriler, Stalinistler tarafından sadece şiddetli bir alay ve yergi ile karşılandı. Muhalefetin bütün sözcülerine bürokratlar şu soruyu soruyorlardı: Araçları nereden bulacaksınız? — üstelik, mevcut planın harcamaları, Muhalefet’in önerdiği sınai gelişmenin maliyetini çoktan aşmış olmasına rağmen. Ve Muhalefet, kaynakların Kulaklardan zorunlu vergi alınması, bürokratik mekanizmanın harcamalarında kısıntı yapılması, dış ticaret tekelinin ustaca kullanılması, vb. yoluyla artırılabileceğini önerince de, bürokrasi “karşıdevrimci Troçkistlere” karşı tepinmeye başlıyordu.
Fransız devrimi sırasında gericilik, köylüleri devrimin aleyhinde kışkırtarak, Fransız köylüsünde bulunan bütün ilkel, gerici önyargıları “açgözlü sermaye” karşısında canlandırmaya çalışarak şehir zanaatkarlarını ve devrimci küçük burjuvaziyi devirmeye çalışmıştı. Böyle bir çağrı, gericiliğin ayırıcı niteliğidir. Ve 1923 sonrası gericiliğine dayanarak başa gelen bürokrasi, kendisine sadık kalarak aynı yöntemleri kulandı. Stalin, Rykov ve Kuibişev, tüm Rus halkına yayımladıkları bir bildiride, Muhalefetin “köylüleri soymayı” önerdiğini ilan ettiler. Daha alt kademedeki bürokratlar ise, köylerde sol kanat aleyhine daha da gerici bir propaganda yürüttüler. Bu arada Stalin ve Buharin de, şehirlerde durumdan hoşnut olmayan proletaryayı, artık Kulaklardan bir tehlike gelmeyeceğine, başlangıçta böyle bir tehlikenin bulunduğuna ama artık kaygılanacak bir şey kalmadığına inandırmaya çalışıyorlardı. Profesyonel istatistikçiler, Kulakların “önemsiz yüzdelerini” kanıtlamak için tablolar hazırlamaya giriştiler. Kolektifleştirme ihtiyacı, nerdeyse yok denecek bir düzeyde gösterildi. Tâ 1928’e kadar partinin en önde gelen tarım “uzmanı” ve tarım komiseri Yakovlev, kolektif tarımın gelecek yıllarda “özel çiftlikler okyanusu içinde küçük adacıklar” olarak kalacağını ilan etti. Bütün Muhalefet liderlerinin ihraç edildikleri On Beşinci Parti Kongresi’nde Rykov, Muhalefet’in üzerine şu soruyla yürüdü: Eğer Kulak bu kadar güçlüyse, neden şimdiye kadar bize bir oyun oynamadı? Daha sonra görüleceği gibi Rykov pek fazla beklemeyecekti bunu görmek için.
Sonuçta Muhalefet’in yaptığı eleştirilerin haklılığının görülmesi ve Rykov-Stalin Beş Yıllık Planı’nın yetersizliğinin ortaya çıkması için bu planın bir süreyle uygulanması gerekiyordu. Parti baştan sona yeniden gözden geçirmek zorunda kaldı bunu.
Eğer Sol Muhalefet’in yıllar süren ısrarlı mücadelesi olmasaydı, şimdiye kadar alınmış olan tedbirlerin yürürlüğe konup konmayacağı belli olmazdı. Muhalefetin sınırlayıcı etkisinden uzakta kendi başlarına kalmaları halinde, Stalin-Buharin bloğunun, Kulakların ve Ekim Devrimi’ne düşman diğer sınıfların gerici, milliyetçi bataklığına daha da batacaklarına bizi inandıran birçok neden vardır.
Beş Yıllık Plan’ın asli, olumlu yönleri, sınai gelişme sayesinde iktidardaki proletaryanın ulaşabileceği başarılar – bütün bunlar ancak Muhalefet’in aralıksız mücadelesi ile elde edilebilmiştir. Tarih bunu böyle yazacaktır.