Aşağıda okuyucularımızla V. İ. Lenin tarafından kaleme alınmış olan ve 1 Haziran 1906’da Bolşeviklerin resmî yayın organı Vperyod‘da yayımlanmış olan bir makaleyi paylaşıyoruz.
Çeviri: Abdullah A.
***
Rusya’nın ve özellikle St. Petersburg’un sosyal demokrat proletaryası, Devlet Duması ile ilgili olarak acil siyasi kampanyanın nasıl yürütüleceğine ilişkin son derece önemli bir sorunla karşı karşıyadır. Söylemeye gerek bile yok ki birleşik Sosyal Demokrat Parti bu acil kampanya sorununu ancak Birlik Kongresi’nin kararı çerçevesinde tartışabilir.
St. Petersburg sosyal demokrat proletaryasının önünde iki kampanya planı var: Biri Merkez Komite kararında, diğeri ise St. Petersburg Komitesi kararında. Bu iki karar zaten Vperyod‘da (sayı 2) yayımlandı ve şimdi aralarındaki maddi farkı tartışmayı öneriyoruz. Merkez Komite kararındaki ana nokta şurası: “Biz Duma’yı, mevcut Bakanlığı devirmek ve yerine Duma tarafından atanan bir Bakanlık yerleştirmek için attığı her adımda destekleyeceğiz çünkü böylesi bir değişimde bir kurucu meclisin toplanması için elverişli koşullar görüyoruz.” St. Petersburg Komitesi’nin kararı böylesi bir talebi destekleme konusunda hiçbir şey söylemiyor; hükümetin rezil tutumuna, Duma’nın iktidarsızlığına, Trudovik Grubu’nun halka hitap etme ihtiyacına, işçilerin ve köylülerin yeni ve ortak mücadelesinin kaçınılmazlığına odaklanıyor.
Dolayısıyla, burada asıl mesele, Duma’nın Kadet Bakanlığı’nın oluşumuna yönelik adımlarını destekleyip desteklemememiz gerektiğidir. Merkez Komite’nin kararı bu noktada muğlaktır ve “Duma tarafından atanan bir Bakanlık’tan” bahseder. Ama herkes biliyor ve tüm liberal-burjuva basın vurguluyor ki; aslında tartışılmakta olan, Duma tarafından kabul edilebilir bir Bakanlığın yüksek otoritesi tarafından atanması, bu da demek oluyor ki bir Kadet Bakanlığı’nın atanmasıdır. Ve bu, işçi sınıfının geniş kitlelerinin Merkez Komite’nin kararından çıkarabileceği tek yorumdur.
Sosyal demokrat proletarya, yüksek otoritenin bir Kadet Bakanlığı ataması talebini destekleyebilir mi? Hayır, destekleyemez. Bir Kadet Bakanlığı, ancak otokrasi ile liberal burjuvazi arasında sosyalist işçilere ve devrimci köylülüğe karşı yapılan bir anlaşmanın sonucu olarak atanabilir. Sosyal demokratlar, böyle bir anlaşmanın yaratacağı yeni durumdan elbette en üst düzeyde yararlanacaklar. Bu anlaşma, özgürlük ve sosyalizm mücadelesi için geçici olarak daha iyi koşullar yaratsa bile taktiklerini dikkatle gözden geçirecekler. Bu karşıdevrimci anlaşmayı bile devrimin lehine çevirmek için elimizden geleni yapacağız. Ama burjuvazi ile bürokratlar arasında halkın arkasından yapılan bir anlaşmayı destekleyemeyiz. Halkı veya proletaryayı böyle bir anlaşmayı desteklemeye çağırmak, yalnızca onların zihinlerini yozlaştırmak, bu anlaşmanın doğası, içerdiği tehlikeler ve böylelikle burjuvazi ile bürokrasinin bir kurucu meclisin toplanmasını daha da zorlaştırmak istedikleri hakkındaki gerçeği onlardan gizlemek olacaktır.
İşçileri ve köylüleri anlaşmaları desteklemeye değil, savaşmaya çağırmalıyız. Yalnızca savaş için olan ciddi hazırlıklar otokrasiyi gerçekten zayıflatabilir; sadece savaş otokrasinin veya burjuvazinin attığı her adımın devrime gerçekten fayda sağlayacağını garanti edebilir. Merkez Komite’nin kararı yanlıştır. Sınıf bilincine sahip sosyal demokrat işçiler bunu kabul edemez.
Şimdi ikinci soruya gelince: Bu kararı disiplin adına kabul etmek ve Kongre’ye sunmak bizim görevimiz değil mi? Birlik Kongresi tarafından kabul edilen Devlet Duması’na ilişkin kararı okuyun, içinde bir Kadet Bakanlığı kurulması talebini desteklememizi önerecek hiçbir şey bulamazsınız. Duma’yı “desteklemek” hakkında tek bir kelime bile içermiyor. Aşağıdakiler, Kongre kararının Duma’ya karşı tutumumuzu tanımlayan bölümünün tam metni:
“Sosyal Demokrat Parti, (1) Devrimci hareketi genişletmek ve derinleştirmek amacıyla, hükümet ile Duma arasında ve Duma’nın kendisi arasında çıkan tüm çatışmaları sistematik olarak kullanmalı (a) ve bu açıdan bakıldığında, mevcut siyasi sistemin yıkılması için geniş kitle hareketlerinin başlangıç noktası olarak kullanılmalarını sağlayacak sınırlara kadar bu çatışmaları genişletmeye ve yoğunlaştırmaya çalışmalı, (b) her durumda hareketin siyasi görevlerini işçi ve köylü kitlelerinin sosyal ve ekonomik talepleriyle ilişkilendirmeye çabalamalı, (c) devrimci taleplerin Devlet Duması’na sunulması lehine halk kitlelerini devrimcileştirmek için onların arasında yoğun ajitasyon yoluyla Duma’ya dış baskıyı örgütlemeli. (2) Bu büyüyen çatışmalara, (a) Duma’daki halkın iradesini ifade ettiğini iddia eden tüm burjuva partilerinin tutarsızlığını kitlelere gösterecek şekilde müdahale etmeli ve (b) geniş kitlelerin (proletarya, köylülük ve kasaba küçük burjuvazisi), Duma’nın temsili bir organ olarak tamamen yararsız olduğunu ve ulusal bir kurucu meclis toplanmasının gerekli olduğunu anlamalarına yardımcı olmalı, vb.”
Altını çizdiğimiz pasajlardan, Merkez Komite’nin bir Kadet Bakanlığı talebini destekleme konusundaki kararının, Kongre kararıyla uyumlu olmaktan uzak, gerçekte onunla çeliştiği açıktır. Bir Kadet Bakanlığı talebi devrimci bir talep değildir. Duma ile olan çatışmaları yatıştırmaya ve gizlemeye hizmet eder, Duma’nın işe yaramazlığı sorusunu ihmal eder vb. Kongre kararının Duma’yı “desteklemek” hakkında hiçbir şey söylemediğini ekleyeceğiz, o sadece “baskı uygulamaktan”, “kullanmaktan” ve “müdahale etmekten” bahsediyor.
Sonuç apaçık. Merkez Komite’nin, Kadet Bakanlığı talebini destekleme lehine, parti örgütlerini bu kararını kabul etmeye çağırma hakkı kesinlikle yoktur. Bu konuda mutlak bağımsız ve eleştirel bir tavır almak ve Birlik Kongresi’nin, kendi kararları çerçevesinde sorunu daha doğru çözdüğünü kendi görüşüne göre açıklamak her parti üyesinin görevidir. St. Petersburg’un işçi sosyal demokratları, tüm parti örgütünün artık demokratik bir temel üzerine inşa edildiğini biliyorlar. Bu, bütün parti üyelerinin görevlilerin, komite üyelerinin vb. seçimlerinde yer alması ve bütün parti üyelerinin proletaryanın siyasi kampanyalarına ilişkin soruları tartışması ve karar vermesi, ve bütün parti üyelerinin parti örgütlerinin taktik çizgisini belirlemesi anlamına gelir.
St. Petersburg sosyal demokrat proletaryasının mevcut konudaki tavrının bu olacağından eminiz: Bunu içtenlikle ve derinlemesine, her açıdan tartışacak ve bir Kadet Bakanlığı’nın desteklenmesi talebinin gerekip gerekmediğine kendisi karar verecek.
St. Petersburg işçileri, herhangi bir safsatayla, yani apaçık yanıltıcı argümanlarla, kendi haklarından, sosyal demokrat ve parti görevlerinden saptırılmalarına izin vermeyecekler. Bu safsatalardan çok kısaca bahsedeceğiz. L. Martov Kuryer’de (No. 13) şöyle diyor: Disiplin adına, Merkez Komite’nin siyasi kampanyasını bozmayın. Bu safsatadır. Disiplin, bir parti üyesinin Merkez Komite tarafından hazırlanan tüm kararlara körü körüne katılmasını talep etmez. Bir parti örgütünü, kendi görüşüne sahip olma hakkından vazgeçmeye ve Merkez Komitesi’nin kararlarına sadece abone olmaya zorlayan hiçbir kural yoktur. L. Martov diyor ki: Menşevikler boykot hususunda boyun eğdi, şimdi boyun eğme sırası sizde. Bu safsatadır. Hepimiz Kongre kararlarına boyun eğdik. Hiçbirimiz Duma seçimlerine katılmaya ve bir sosyal demokrat parlamento grubunun kurulmasına muhalefet çağrısında bulunmadık. Kongre kararına uygun olarak, boykottan vazgeçtik. Ancak Kongre kararları çerçevesinde hiçbir Kongre’nin kararlaştırmadığı, Kadet Bakanlığı için desteğe karşı çıkma hakkımız ve görevimiz var. L. Martov, bozguncularla ilgili korkunç sözler ve imalarla meseleden kaçıyor: Ancak St. Petersburg Komitesi kararının Kongre kararıyla çelişip çelişmediği konusunda tek bir söz söylemiyor. L. Martov, muhalefetin hakları, yani Kongre iradesi dahilinde herhangi bir parti örgütünün Merkez Komite’nin taktiklerini sorgulama ve sapmalarını ve hatalarını düzeltme hakkı hakkında hiçbir şey söylemiyor. Bu nedenle biz Martov’a sakince, parti örgütlerinin meşru haklarını ihlal edenlerin esas bozguncular olduğu şeklinde yanıt vereceğiz.
Sakin bir şekilde Menşeviklerin bile (yoldaş Vlasov’un bu sayının başka bir yerinde editöre yazdığı mektuba bakın) Kadet Bakanlığı’nı destekleme önerisine katılmadıklarına işaret edeceğiz. Yoldaş Ryanshev bile, Kuryer‘in 13. sayısında “işçilere ve Trudovik gruplarına” Kadetlerin Meclis Özgürlüğü Yasa Tasarısı’na karşı “tüm güçleriyle savaşma” çağrısı yapıyor, yani o aynı Kadetlerden oluşan bir Bakanlık için desteğe engel olmaya çalışan saf Bolşevik taktikleri öneriyor.
Vyborg Bölge Komitesi, delegelerin “hizipten bağımsız olarak, yani herhangi bir tartışma olmaksızın” – söz konusu noktayı tartışmadan! – seçileceği genel bir şehir konferansı çağrısı yapılmasını önerdiğinde, St. Petersburg sosyal demokrat işçileri elbette onlara bu önerileri için yalnızca gülebilirler. Sınıf bilincine sahip işçiler, önemli bir soruya tartışmadan asla karar vermezler. Ne tartışmada “keskin dil” şikayetleri, ne de L. Martov’un kendisini rahatsız eden belirli sert sözler hakkındaki feryatları, ne kendisi veya başka biri tarafından söylenen bölünme tehditleri, işçilerin sorunu kendi başlarına çözmelerini engelleyecektir. Bir bölünmeyle tehdit etmek, bir bölünmeyi kışkırtmak, bir sosyal demokrat için değersiz bir hiledir ve ancak burjuvaziye zevk verebilir. (bkz. Duma, Sayı. 29) İşçiler, Kadet Bakanlığı’nın desteklenip desteklenmeyeceğine oy çokluğu ile karar verecekler. Ve hiç kimsenin, hatta Merkez Komitesi’nin bile, kesinlikle özgürce, bağımsız ve meşru bir şekilde Birlik Kongresi kararları temelinde aldıkları kararları engellemeye cesaret edemeyeceğini görecekler.