Leninizm nedir?

Aşağıdaki metin Lev Troçki’nin 1923 tarihli New Course (Yeni Yol) başlıklı broşüründen çevrilmiştir.

Çeviri: Aziz Çetin

***

Leninizm kuramsal genişlik ve siyasal süreçlerin maddi temellerinin eleştirel analizinden ayrı olarak düşünülemez. Marksist araştırmanın silahı sürekli keskinleştirilmeli ve uygulanmalıdır. Geleneğin resmî bir referanstan ya da rastlantısal bir alıntıdan değil, tam da buradan oluşması gerekir. Çünkü Leninizm ideolojik yüzeysellikle ve kuramsal budalalıklarla kati surette bağdaştırılamaz.

Lenin’den her farklı durum için uygun alıntılar yapılamaz çünkü Lenin için formüller asla gerçeklikten üstün olamaz; formüller gerçekliği kavramamız ve onun üstesinden gelmemizi sağlayan araçlardır. Lenin’den yüzlerce hatta binlerce, günlük anlamıyla çelişen alıntı bulmak hiç de zor olmayacaktır. Fakat asıl görülmesi gereken şey pasajların arasındaki biçimsel ilişki değil, her bir pasajın kaldıraç olarak sunulduğu somut gerçeklikle olan gerçek ilişkisidir. Leninist hakikat her zaman somuttur!

Bir devrimci eylem sistemi olarak Leninizm, toplumsal alandaki fiziksel emeğin kas duyusuna eşdeğer olan, düşünme ve deneyimle keskinleştirilmiş bir devrimci duyu varsayar. Fakat devrimci anlayış demagojik hünerlerle karıştırılamaz. İkincisi geçici başarılar, hatta bazen heyecan verici başarılar getirebilir. Ancak bu, alt düzey bir siyasi içgüdüdür, her zaman en az direnç gösteren çizgiye yönelir. Öte yandan Leninizm, temel devrimci sorunları ortaya koymaya ve çözmeye, başlıca engelleri aşmaya çalışır; demagojik muadili ise sorunlardan kaçmayı, hayali bir yatıştırma yaratmayı, eleştirel düşünceyi uyutmayı içerir.

Leninizm herşeyden önce gerçekliğin devrimci eylem açısından en yüksek düzeyde niteliksel ve niceliksel olarak değerlendirildiği bir gerçekçiliktir. Tam da bu nedenle, içi boş ajitasyonculuk perdesinin ardında gerçeklikten kaçışla, pasif zaman kaybıyla, partinin geleneğini koruma bahanesiyle dünün hatalarının mağrur bir şekilde meşrulaştırılmasıyla uzlaşmazdır. 

Leninizm biçimci önyargılardan, ahlakçı doktrinerlikten, iradeyi devrimci eyleme bağlamaya çalışan her türlü entelektüel tutuculuktan gerçek anlamda özgür olmaktır. Ancak Leninizmin “her şey serbest” anlamına geldiğine inanmak telafisi mümkün olmayan bir hata olacaktır. Leninizm, kitle eyleminin ve kitle partisinin biçimsel değil ama gerçekten devrimci ahlakını içerir. Hiçbir şey ona işlevsel kibir ve bürokratik kinizm kadar yabancı değildir. Bir kitle partisinin, eylem içinde ve eylem için savaşanların aralarındaki bağ olan kendi ahlakı vardır. Demagoji devrimci bir partinin ruhuyla uzlaşmaz çünkü aldatıcıdır: Günün zorluklarına şu ya da bu basitleştirilmiş çözümü sunarak kaçınılmaz olarak geleceğin altını oyar, partinin özgüvenini zayıflatır.

Benzer İçerikler

Rüzgârla savrulan ve ciddi bir tehlikeye yakalanan demagoji kolayca paniğe dönüşür. Panik ile Leninizmi kağıt üzerinde bile yan yana getirmek zordur.

Leninizm tepeden tırnağa savaşçıdır. Kurnazlık olmadan, hile yapmadan, düşmanı aldatmadan savaş imkansızdır. Muzaffer bir savaş kurnazlığı Leninist siyasetin kurucu unsurudur. Ama aynı zamanda Leninizm, partiye ve işçi sınıfına karşı yüce devrimci dürüstlüktür. Hiçbir kurguya, hiçbir balon üflemeye, hiçbir sahte ihtişama izin vermez!

Leninizm ortodokstur, inatçıdır, indirgenemezdir ama ne şekilciliğin, ne kuralcılığın, ne de bürokratizmin en ufak bir zerresini içerir. Mücadelede boğayı boynuzlarından yakalar. Leninizm geleneklerinden, bu geleneklerin yorumcularının tüm söz ve düşüncelerinin yanılmazlığının kuramlar üstü bir garantisini çıkarmak, gerçek devrimci gelenekle alay etmek ve onu resmî bürokratizme dönüştürmektir. Büyük bir devrimci partiyi, doğru çizginin her sorunun özünde değil, bu sorunu ortaya koyma ve çözme yöntemlerinde değil, biyografik nitelikteki bilgilerde aranması gereken aynı formülleri tekrarlayarak hipnotize etmeye çalışmak gülünç ve acınasıdır.

Bir an için kendimden bahsetmek zorunda olduğum için, Leninizme vardığım yolu diğerlerinden daha az güvenli veya güvenilir olarak görmediğimi söyleyeceğim. Lenin’e savaşarak geldim ama tam olarak geldim. Partinin hizmetindeki eylemlerim bunun tek garantisidir: Başka hiçbir ek garanti veremem. Ve eğer soru biyografik araştırma alanında sorulacaksa, o zaman en azından düzgün bir şekilde yapılmalıdır.

O zaman çetrefilli sorulara yanıt vermek gerekecekti: Küçük meselelerde ustaya sadık kalan herkes büyük meselelerde de ona sadık mıydı? Ustanın huzurunda böyle bir uysallık gösteren herkes, böylece onun yokluğunda da onun çalışmalarını sürdüreceklerinin garantisini vermiş oluyorlar mıydı? Leninizmin tamamı uysallıkta mı yatmaktadır? Bu soruları, bana göre el ele çalışmaya devam etmek istediğim yoldaşları tek tek örnek alarak analiz etmek gibi bir niyetim yok.

Gelecekte karşılaşılacak güçlükler ve görüş ayrılıkları ne olursa olsun, bunlar ancak parti aklının kolektif çalışmasıyla, her seferinde kendi kendini kontrol ederek ve böylece gelişimin sürekliliğini koruyarak zaferle aşılabilir.

Devrimci geleneğin bu karakteri, devrimci disiplinin kendine özgü karakteriyle bağlantılıdır. Geleneğin muhafazakar olduğu yerde, disiplin pasiftir ve ilk kriz anında ihlal edilir. Bizim partimizde olduğu gibi, geleneğin en yüksek devrimci faaliyetten oluştuğu yerlerde, disiplin en üst noktasına ulaşır çünkü belirleyici önemi eylemde sürekli olarak kontrol edilir. Devrimci inisiyatifin, sorunların eleştirel ve cesur bir şekilde detaylandırılmasının, eylemdeki demir disiplinle yıkılmaz ittifakı buradan gelir. Ve ancak bu üstün faaliyet sayesinde gençler yaşlılardan bu disiplin geleneğini alabilir ve devam ettirebilir.

Bolşevizm geleneğine herkes kadar değer veriyoruz. Ancak kimse bürokratizm ile Bolşevizmi, gelenek ile işgüzar rutini özdeşleştirmeye cüret etmesin.