1905’te Lenin ve Troçki: Tarihin bazı Stalinist çarpıtmaları üzerine – (Hugo Oehler)

Yazar: Hugo Oehler

Çeviri: Poyraz Tekin

ABD’li devrimci Marksist Edward Hugo Oehler’in (1903–1983) Mart 1932’de The Militant (Militan) gazetesinde yayımlanan ve orijinali marxists.org sitesinde yer alan bu makalesi Türkçe’de ilk defa yayımlanmaktadır.

Hugo Oehler (1903 – 1983): Kuzey Amerikalı komünist. Oehler sınıf hareketine bir sendikacı olarak katıldı ve ABD Komünist Partisi’nin ilk yıllarında parti üyesiydi. 1927 gibi erken bir tarihte partinin Kansas’taki örgütlenme sorumlusu oldu. Güney eyaletlerindeki tekstil atölyelerinde ve Colorado madenlerinde yürüttüğü başarılı örgütlenme faaliyetleriyle öne çıktı. ABD KP’nin 1930’daki 7. Ulusal Kongresinde Troçkistlerin partiye geri dönmesine izin verilmesini talep etti. Bunun sonucunda partiden ihraç edildi. Ardından James P. Cannon’ın Komünist Birlik grubuna katıldı. Kısa sürede Ulusal Komite’ye seçildi. Loray Mill grevi sırasında Uluslararası Emek Savunuşu’nda (ILD) komite üyeliği yaptı. Troçkistlerin önderliğinde gerçekleşen 1934 Minneapolis Ayaklanması’nda işsizleri örgütledi. Cannon’un grubu Sosyalist Parti’ye entrizm uygulamak üzere girince Oehler bu taktiğe karşı çıktı. Bunun sonucunda Cannon’un grubundan ayrıldı ve Devrimci İşçi Birliği’ni (RWL) kurdu. RWL İspanya İç Savaşı sırasında POUM’u destekledi. Oehler bu sırada Barselona’ya gitti ve meşhur Mayıs Mücadeleleri’ne katıldı. Deneyimlerini aktardığı Barcelona Barricades (Barselona Barikatları) kitabını kaleme aldı. İspanya’dan çıkmaya çalışırken tutuklandı ve bir ay hapis yattı. Oehler 1937’de Troçki’den koptuğunu duyurdu. 1939’da Troçki’nin Ukrayna’nın bağımsız olması gerektiğine dair geliştirdiği politikaları eleştirdi. İkinci Dünya Savaşı’nın çıkışıyla RWL oldukça küçüldü ve grup 1950’lerde yasaklandı. Oehler bu tarihten itibaren bir daha politikayla ilgilenmedi ve ölümüne dek sessiz bir hayat yaşadı. Carl Lichtenstein’ın kendisiyle 1970’lerde yaptığı bir röportaj haricinde bu dönem boyunca bir üretimi de olmadı.

***

Ekim 1917 Rus Devrimi ancak Lenin ve Troçki’nin rolü gereği gibi ortaya konulduktan sonra layıkıyla anlaşılabilir. Bu olay sırasındaki yazılı tarih, Lenin ve Troçki’nin rolünü 1917 dünya devriminin başlangıcına denk olan gerçek düzeyine yükseltti. Stalin’in Komintern’inin tarihin bu bölümünü yeniden yazma, Troçki’nin rolünü sayfalardan silme ve onun yerine Stalin’i geçirme girişimleri boşuna. Partimiz ve dünya proleter kampı içindeki kaynaklar bu araştırma için o kadar zengindir ki, Stalin’in Troçki’nin rolünü silme girişimi, Merkezcilik için meseleyi yalnızca karmaşık hale getirir.

Ancak 1905 Devrimi’ne ilişkin kaynaklar Lenin ve Troçki’nin konumuna ilişkin olarak pek zengin değildir. Bu nedenle, Marksizm’den ve enternasyonalizmden nefret edenler bu döneme geri dönüyor ve Troçki’nin pozisyonunu karalıyorlar. Neyse ki, Lenin ve Troçki’nin bu dönemdeki yazıları halen elimizde ve parti liderliği yalnızca Troçki’nin konumu hakkında yalanlar uydurduğundan, bu yazılı malzemeyi hep gündemde tutmalıyız; böylece devrimciler ve Marksistler, Lenin ve Troçki’nin konumuna ilişkin gerçeklerin ne olduğuna kendileri karar verebilir. 

Şubat Devrimi üzerine

Stalinizm, yalnızca Troçki’nin 1905’teki konumunu yanlış göstermeye çabalamakla kalmıyor, aynı zamanda bugünkü epigonların 1917 dönemindeki hatalarını örtmek amacıyla Lenin’in rolünü de çarpıtmaya çalışıyor. Stalin’in “düzeltilmiş” tarihinin ardından, bunun daha vasat versiyonlarından biri, Daily Worker‘da “Bolşevizmin ve Uluslararası Proletaryanın Tarihsel Deneyimleri” başlığı altında yayımladı. Makalede kırılan potlardan biri şu: “1905 yılının dersleri, Lenin’in proletaryayı önce Şubat’ta ve ardından Ekim 1917’de zafere götüren genel stratejik planı hazırlamasını sağladı.” Bu iddiaya göre, 1917 başlarında Rusya’da parti yönetiminde bulunan Stalin ve benzerleri, Lenin’in Rusya’ya gelişinden ve partinin yeniden silahlanması anlamına gelen meşhur Nisan Tezleri’nden çok önce doğru bir Bolşevik çizgi izliyorlardı. Diğer bir deyişle, Lenin’in gelişi ve Lenin’in Nisan Tezleri hiçbir şeyi düzeltmedi, “proletarya” “önce Şubat’ta zafere” ulaşmıştı(?). Stalinistler, Şubat dönemindeki hatalarını örtmek ve Lenin’in Nisan Tezleri’ni gömmek için yeni yalanlar uyduruyorlar.

Lenin’in 1905 Devrimi üzerine makalelerini içeren broşürün giriş kısmında, epigonlar tarihi yeniden yorumluyorlar. Girişte şöyle deniyor:

“Öte yandan, 1905 burjuva devriminin doğası hakkında hiçbir zaman kesin bir kavrayışa sahip olmayan Troçki, bu nedenle, ‘sürekli devrim’ teorisinde, proletarya ve köylülük arasındaki devrimci ittifak olasılığını inkar eden ve devrimci ayaklanmanın acil hedefi olarak bir ‘işçi hükümetini’ ileri süren bir noktaya geldi. Ve buna, ‘Avrupa proletaryasından doğrudan bir yardım olmaksızın, Rusya işçi sınıfı kendisini iktidarda tutamaz’ anlayışını mantıksal olarak ekledi.”

Troçki ve köylülük

Bu “komünistlerin”, Troçki’nin 1905‘teki konumunu bilmedikleri için yanlış alıntıladıklarını söyleyebilir miyiz? Hayır. Yukarıdaki alıntıyı, 1905’te sınıf bilincine sahip herhangi bir işçinin Troçki’nin doğru pozisyonunu kanıtlayabileceği yeterli delilin bulunduğu Bizim Devrimimiz isimli kitabından almışlardır. Sosyal demokratlar Marx ve Engels’ten nasıl alıntılar yapıyorlarsa bu epigonlar da Troçki’yi o şekilde alıntılıyorlar.

Troçki, 1905’te, Rusya işçilerinin Avrupa’dan yardıma ihtiyaç duyduklarını, aksi takdirde kendilerini koruyamayacaklarını söylemişti ve Stalinizm’e göre bu 1905’te yanlıştı. Ancak Lenin, değil 1905’te, 1918’de bile şunları söylüyordu: “Bu bir ders. Çünkü mutlak gerçek şu ki, Almanya’da devrim olmazsa mahvoluruz” (Toplu Yapıtlar, Rusça baskı, Cilt 15, s.132,). Ve yine Lenin: “Geri kalmışlığımız bizi ileri fırlattı ve diğer ülkelerin isyancı işçilerinin güçlü desteğiyle buluşana kadar dayanamazsak, yok oluruz.” (Toplu Yapıtlar, Rusça baskı, Cilt 15, s.187) Bu konu hakkında Lenin’in 1918’de ortaya koyduğu şey, 1905’te de aynı şekilde doğruydu.

Troçki, iddia edildiği gibi, 1905 döneminde “proletarya ve köylülük arasındaki devrimci ittifak” olasılığını “inkar” mı ediyordu? Troçki, 1905 adlı kitabında şöyle demişti:

“Zamanında burjuvazinin de desteklendiği gibi, proletaryanın da köylülük ve küçük burjuvaziyle desteklenmesi gerektiği kendiliğinden anlaşılmıştır. Proletarya köye önderlik eder, onu mücadelenin içine çeker, planlarının başarısı için onu çıkarlarına ortak eder. Ancak proletarya, kesinlikle önder olarak kalacaktır. Bu, köylülüğün ve proletaryanın diktatörlüğü değil, köylülüğün desteklediği proletarya diktatörlüğüdür” (s.281).

Troçki’nin 1905’teki köylü sorununu kavrayışının, o dönemde yaşayan bugünün epigonlarından çok daha üstün olduğunu kanıtlamak için, eşit derecede önemli daha birçok pasajdan alıntı yapılabilir. Troçki’nin Bizim Devrimimiz veya 1905 yılındaki makalelerinden alıntılar yaptığı Sürekli Devrim kitaplarında bu tür birçok ifade bulunabilir.

Sıradan komünist parti üyeleri, Troçki’ye karşı bu iftiraları tekrarlamaktalar çünkü gerçeği bilmiyorlar ve yalnızca onlara söylenenleri tekrarlıyorlar. Fakat bürokratlar için bu bir cehalet değil, apaçık bir yalan ve revizyonizm meselesi; tıpkı sosyal demokratların Marx ve Engels’in devletle ilgili yazdıklarını ustalıkla alıntıladıkları gibi, alt kademelere yanlış bir izlenim veriyorlar. 1905’ten (s.267–68) sadece bir alıntı daha yapmama izin verin:

“İçine doğduğu acil görevlerine göre bir burjuva devrimi olan devrimimiz, endüstriyel nüfusun aşırı sınıf farklılıklarının bir sonucu olarak, hiçbir burjuva sınıfının toplumsal ağırlığını ve siyasi deneyimini devrimci enerjiyle birleştirerek kendisini halk kitlelerinin başına getiremeyeceğini bilir. Kendi başına bırakılmış, ezilen işçi ve köylü kitleleri, amansız çatışma ve acımasız yenilginin zorlu okulunda, zaferleri için gerekli siyasi ve örgütsel önkoşulları yaratma görevini üstlenmelidir. Bütün diğer yollar, onlara kapalıdır.”

Troçki‘nin, 1905’te proletarya ile köylülüğün ilişkisini anlamadığı söylenebilir mi? Troçki 1905 burjuva devriminin doğasını anlamamış gibi mi görünüyor? Bırakın revizyonistler konuşsun. İkinci Enternasyonal’in liderlerinin yaşadığı gibi, kendi günlerini yaşasınlar. Biz Marksistler, zaferden eminiz. Maddi gerçekler ve Marksist doğrular, epigonların tüm yalanlarından daha üstündür.

Sömürge ülkelerde devrim üzerine Lenin

Yukarıda alıntılanan Daily Worker makalesinde, “Tüm sömürülenlerin ve ezilenlerin birleşik cephesini proletaryanın önderliğinde örgütleme görevi, Lenin tarafından, gelişmiş ülkelerdeki proletaryanın, sömürgelerin ve yarı sömürge ülkelerin köleleştirilmiş halklarıyla devrimci ittifakını bir dünya sorunu düzeyine yükseltmek amacıyla inşa edilmiştir” deniyor. Bu bir kafa karıştırmacadır ve Lenin’in tavrı değildir. Troçki’nin dediği gibi, “Lenin böylece, özellikle 1905 Rus devriminden önceki dönemde, ulusal kurtuluş hareketini, ezilen ulusların sömürge ayaklanmalarını ve savaşlarını burjuva demokratik devrimler düzeyine yükseltti. Ancak Lenin, ulusal kurtuluş savaşlarını hiçbir şekilde burjuva devriminin üzerinde sıralamadı, fakat şimdi 180 derece dönen Buharin tarafından bu yapılıyor.” Ve bugün revizyonistler, ulusal kurtuluş mücadelelerini burjuva demokratik devriminden üstün tutuyorlar.

Revizyonistler için, 1905 devrimiyle ilişkili olarak tarihin tüm bu yeniden kurgulanması, önce Troçki’nin Marksist konumunu tahrif etmek ve ikinci olarak da proletarya ve köylülüğün demokratik diktatörlüğü sloganını kullanmalarına olanak sağlamak için – Altıncı Dünya Kongresi Programı’nda görülebileceği gibi – gereklidir. Bunu yapabilmek için, yalnızca Troçki’nin pozisyonunun tüm gerçeklerinden değil, aynı zamanda Lenin’in bu konudaki pozisyonundan da vazgeçmeleri gerekir. 1905’te ortaya atılan bu varsayımsal slogan (proletarya ve köylülüğün demokratik diktatörlüğü), 1917 devrimi sırasında gerçekleşen olguların etkisiyle aşıldı. Proletarya ve köylülüğün ittifakı sloganı Nisan 1917’de Lenin tarafından reddedildi, ama onun tam da bu konuda eleştirmiş olduğu epigonlar tarafından tekrar gündeme getirilmiş durumda.

Demokratik diktatörlük

Lenin’in 1905 devrimine ilişkin önemli kitabının sunum bölümünde, “Bu şartlar altında, 1905 devrimi yalnızca Ekim 1917’nin değil, Dünya Ekim’inin kostümlü provası olarak adlandırılabilir” deniliyor. Çin, Hindistan ve benzeri ülkelerin sömürge koşullarından ötürü. Başka bir deyişle, 1905 geri kalmış ülkeler için, 1917 ise endüstriyel olarak gelişmiş ülkeler için kostümlü prova sayılıyor.

Buna yanıt olarak, 1917’nin yalnızca endüstriyel Avrupa devrimleri için değil, aynı zamanda 1925-27 Çin devrimi için de kostümlü prova olduğunu gösterebiliriz. Ancak bugüne kadar Stalinistler ve sağcılar bu tarihî gerçeği tanımadılar. Gerçekte proletarya diktatörlüğünden veya kapitalist diktatörlükten başka bir devlet biçimi olamaz. Biçim değişir, ancak geri ülkelerdeki proletarya diktatörlüğünün biçimi “proletarya ve köylülerin demokratik diktatörlüğü” olamaz. Tersine, ülke ne kadar geri kalmışsa, ekonomik açıdan ne kadar zayıfsa, azınlıktaki proletaryanın iktidarı elde tutabilmesi için köylülükle ittifakına dayalı proletarya diktatörlüğüne o kadar ihtiyaç olacaktır. Ve öbür yanda, proletaryanın çoğunluk olduğu ülkelerde ise iktidarımızın ilk yıllarında daha fazla proleter demokrasiye sahip olabiliriz.