Bir çalışma grubu nasıl örgütlenmeli ve yönetilmeli

Çeviri: Kaan Gündeş

Ekteki makale ilk olarak Günlük İşçi (Daily Worker) isimli gazetenin bir eki olarak, 13 Aralık 1924’te yayımlanmıştır. O sırada Cannon, İşçilerin Partisi’nin (Workers Party), kadroların ve sempatizanların eğitimden sorumlu yetkilisiydi. Metin Türkçe’de ilk defa yayımlanmaktadır. Metnin alındığı kaynak Resistance Yayınevi’nin 2001’de bastığı “Amerikan Yüzyılında” Sosyalizm İçin Mücadele (Fighting for Socialism in the “American Century”) başlıklı kitaptır.

Eğitim faaliyeti sorunu çok yönlüdür. Bu faaliyet için parti üyelerinde coşku uyandırılmalı ve [bu coşku] korunmalıdır. Bu faaliyetin esas öneminin genel olarak idrak edilmesi tesis edilmelidir. Eğitim faaliyeti organik olarak partinin mücadeleleriyle ve hayatıyla bağlantı kurmalı ve akademik ve steril bir biçim kazanmamalıdır. Ek olarak sistematik bir tarzda yürütülmeli, yıllar boyunca partinin hayatının bir parçası olarak kurulmalıdır. Bu son istek bir anda “olmaz”. Bir hayli iş ve doğru örgütsel ve teknik ilkelerin tanıtımını gerektirir. Eğer eğitim aparatımız doğru düzgün işlemezse, bütün teorilerimiz hiçbir işe yaramayacaktır.

Birçok eğitim sınıfımız, uygun bir şekilde yönetilmediği için kayalara toslamıştır. Partinin eğitim faaliyetine dahil olmuş yoldaşlardan edindiğimiz en sık geri dönüşlerden biri şudur: “Bir çalışma grubunu yönetmenin en iyi yolu nedir?” İçinden birkaç genel ilkenin çıkartılabileceği eğitim faaliyeti alanındaki kolektif deneyime dayanarak bu soruya bir cevap vermek bu makalenin amacıdır.

ABC’den başlayalım ve adım adım ilerleyelim. Mevcut lokallerdeki sorumlu parti komitesi, diyelim ki örneğin “Komünizm’in ABC’si” üzerine bir sınıf oluşturmaya karar verdiğinde, bir sonraki adım sınıf için bir rehberin atanması olmalıdır. Bu rehber sınıfın kendi kendine ilerlemeyeceğini, başından sonuna dek örgütlenmesi ve yönetilmesi gerektiğini, aksi taktirde faaliyetin parçalanacağını anlamalıdır. Bundan sonra sınıftan sorumlu yoldaş listede olan öğrenciler konusuna ilerlemeli, onları sınıf için kaydetmeli ve eğitimi başlatmadan önce sınıfa katılmayı kabul edenlerin yeterli sayıda olduğundan emin olmalı. Yeterli sayıda öğrenci kaydolur kaydolmaz, ilk ders için bir tarih belirlenir ve bütün öğrencilere haber verilir.

Bu noktada, herhangi bir öğrenci tarafından sınıflara katılımda gösterilebilecek olan ölçüsüzlük tehlikesine dair bir söz söylemeliyiz. Parti komitesi, sınıfa haftada bir veya olayların gelişimine göre daha sık katılımı, üyenin parti görevinin bir parçası olarak karar altına almalı ve üyeyi, o akşamki parti görevlerinden muaf tutmalıdır. Bütün öğrenciler tarafından sınıfa sistematik ve düzenli katılım sık sık vurgulanmalı ve parti komitesi ile sınıfın rehberi, üyenin eğitim sınıfını, kendisinin ne zaman isterse “bırakabileceği” bir dizi ders olarak görme eğilimine karşı sürekli olarak mücadele etmelidir. Sınıf sadece örgütlü bir organ olduğunda ve aynı öğrenciler ona düzenli olarak katıldığında, iyi sonuçlar elde edilebilir.

Sınıfları yönetmenin metodu

Geçmiş tecrübelerden edinilip en başarılı olduğunu kanıtlamış olan sınıfları yönetme metotları, kabaca iki genel yönteme ayrılabilir. Bu metotlar yerel durumlara, deneyime, öğretmenin niteliğine vs. göre birçok yönden modifiye edilip değiştirebilinir. 

Bu iki metot şunlardır:

1. Soru-cevap metodu.

2.  Metinleri sınıfta okuyup tartışma metodu.  

Soru-cevap metodu. Bu, deneyimli öğretmenler tarafından en sık kullanılan yöntemdir. Ve eğer sınıfın bu çizgi doğrultusunda yönetiminde kalifiye yoldaşlar bulunabilirse, bu metot en tatmin edici sonuçları vermektedir. Bu metodun kullanılması, metnin konusuna tam olarak aşina olan öğretmenin, bir eğitmen olarak bazı yetenek ve deneyimlere sahip olduğunu varsayar. Bununla birlikte, eğitmenin profesyonel olması şart değildir. Konusunu etraflıca idrak etmiş ortalama bir komünist, ufak bir pratikle, sınıfın dikkatini toplamayı başarabildiğini keşfedecektir. 

Bu metodun altında öğretmen, metinde işlenmekte olan genel konunun birtakım safhaları üzerine yaklaşık bir saatlik bir zamanda ders verir. Ek olarak, öğrencilerin sınıfın dışında da kendi dersiyle bağlantılı olarak, metnin belirli kısımlarını ve aynı konuyla ilgilinen başka kitaplardan kısımları okumasına ihtiyacı vardır. Sınıf ikinci kere toplandığında yaklaşık otuz dakika sürecek olan bir soru bölümüyle açılır. Burada eğitmen geçen haftanın dersinin konusuyla ve bununla bağlantılı okumalarla ilgili öğrencileri sınava tabi tutar. Soru bölümünün sonunda, derse taze bir başlangıç yapabilmek için kısa bir ara vermek en iyisidir. Sonrasında bir saatlik dersle birlikte o akşamın işi tamamlanmış olur. Bir kere daha öğrenciler, metin bölümlerini dersle bağlantılı olarak okumak için yönlendirilir. Aynı prosedür kurs bitene dek, sınıfın bütün başarılı toplantılarında izlenir. 

Bu metot uygulanırken, sınıfta rastgele bir tartışma yapılması tavsiye edilebilir değildir. Bu neredeyse devamlı olarak eldeki acil konu üzerine sınıfın dikkatini bölecek ve ardışık öğretim olasılığını yok edecektir. Bir öğretmen, bu metot uyarınca bir sınıfı yönetmek için yöntemi çok iyi bilmeli, daha en başta otoritesini tesis etmeli ve kurs boyunca bunu koruyabilmelidir. Böyle bir sınıfın başarısı için, birtakım öğrencilerde öğretmenin konu üzerine kendilerinden daha az bildiği görüşünün yayılmasından daha ölümcül bir şey yoktur.  Çünkü eğitmen bundan sonra sınıfta gerekli disiplini sağlayamaz ve onu rotasında tutamaz. Komünist teorinin veya taktiklerinin belli bir tarafının art arda çalışılması amacıyla organize edilmiş bir eğitim sınıfı, ne zaman kendini genel bir tartışma grubu veya bir münazara topluluğu olarak tasarlamaya başlarsa, onun erken ölümü emin olarak beklenebilir.

Metni okumak ve tartışmak. Bu metot da oldukça iyi işe yaramaktadır, özellikle de yeni başlayanlar sınıflarında. Ancak diğerlerinde olduğu üzere bu metotta da ilk önşart yapılacak işle ilgili sorumlu bir tavır geliştiren ve sınıfı örgütlemeyi ve ona önderlik etmeyi kendine vazife edinen ve sınıfı ele alınan konuyla sınırlayan bir sınıf rehberidir. Bu sınıf rehberi, sınıf başlamadan önce metni bütün yönleriyle sıkıca çalışmalı ve kendisini metnin ustası kılmalıdır. 

Bu metot uyarınca yürütülen bir sınıf, sınıf rehberinin metinden birkaç cümle veya bir paragraf okunması için birinden diğerine öğrencilere başvurmasıyla ilerler. Her öğrenci kendisine verilen bölümü okumayı bitirdikten sonra rehber, söz konusu pasajı okumuş öğrenciye bu pasajı kendi kelimeleriyle açıklamasını ister. Eğer öğrenci [pasajın] anlamını açık olarak ortaya koymakta başarısız olursa ya da pasajı hatalı yorumlarsa, soru diğer öğrencilere sorulur, rehberin kendisi son olarak eğer ihtiyaç duyulursa konuyu netleştirmek için müdahale eder.

Bu çizgide ilerleyerek sınıf her akşam metnin bir bölümünü ya da ona takriben bir kısmını bitirecektir. Okuma başlamadan önce her seferinde ikinci kez önemli noktaları açık bir biçimde ortaya koymak, öğrencilerin hafızalarını tazelemek ve bir önceki sınıfı başlamak üzere olanla ilişkilendirmek için rehber, bir önceki akşam işlenen metinle ilgili sınıfa kısa bir sınav yapmalı.

Birkaç ay içinde, bu çizgide ilerlendiğinde sınıf “Komünizmin ABC’sini” geçmiş olacaktır ve hareketin temel teorilerinin bir kavranılışını elde edecektir. Dahası eğer sınıf başarılı bir şekilde yönetilirse, eğer sınıf güven ve coşku aşılayan ve bütün zorluklara rağmen sınıfı örgütlü bir vücut olarak bir arada tutabilen bir rehbere sahip olma talihine sahip olduysa, sınıfın öğrencileri ya da en azından onların büyük bir kısmı, ilk eğitim kurslarından, daha fazla bilgi edinmek ve komünizm davasına yaraşır savaşçılar olabilmek adına kendilerini daha iyi donatmak için güçlü bir irade ve ruhla çıkacaklardır.

Eğitim sınıfları faaliyetinin başarısı çok büyük ölçüde örgütlenmeye, önderliğe ve sınıf disiplinine bağlıdır. Her akşam zamanında başlamalı ve zamanında bitmelidir. Kendisini ilgisiz öğrencilere ve kronik olarak geç kalanlara uyarlamamalıdır. Hareketin genel sorunları üzerinden saf bir tartışma grubuna doğru dejenere olmamalıdır ama kendisini disiplinli bir tarzda, kursta işlenen belirli konularla sınırlamalıdır. Başından sonuna ciddi bir şekilde yönetilmelidir, öğrenciler kaydedilmeli ve her akşam yoklama yapılmalıdır. Bütün bunların ötesinde, geçmiş bir deneyimin yokluğuna rağmen sıkı bir biçimde konunun uzmanı haline gelerek bu görevi oldukça ciddiye alacak bir rehbere sahip olmalıdır. Bundan sonra rehber, kursun sonuna kadar ona adım adım önderlik etmek için sınıfta yeterli otoriteyi kurabilecektir.